top of page
  • Yazarın fotoğrafıRozerin İdin

Ekmeğini Sütten Kazananlar

Güncelleme tarihi: 25 Kas 2021




Türkiye’de ekonomik veriler, büyük bir ekonomik krizin olduğunu gözler önüne seriyor. Türk İstatistik Enstitüsü enflasyonu yüzde 19.89 olarak açıklarken, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), yıllık enflasyon artışının yüzde 49.87 olarak hesapladı.


Enflasyon artışının hayatın her alanına etkisi kaçınılmaz hale geldi. Yurttaşın cebinden çıkan ile cebine giren para karşılaşılaştırıldığında cepten çıkan para açık ara farkla önde.

Bu haberimde ev ekonomisine katkı sağlamaya çalışan ve birbirleriyle de bir tür dayanışma içinde olan iki kadının hikayesini anlatacağım.


Haberde gerçek adının kullanılmasını istemeyen ilk görüşmecimizi anlatırken, Ayşe adını kullandım.


Ayşe, yoğurdu marketten almak yerine daha sağlıklı olduğunu düşündüğü için evde mayalamayı tercih ediyor.


Her hafta mayaladığı yoğurdun sütünü de Deniz’den satın alıyor.


Evinin bahçesinde beslediği ineğinin sütü ile ev ekonomisine katkı sağlayan Deniz, günlük sağdığı sütü Batman merkeze getirerek kadınlara kiloyla satıyor.


Deniz, bu işi yıllardır yapıyor. Her sabah erken uyanıp ineğini sağıyor, sütü 5 kiloluk şişelere koyup merkeze alıcılarına getiriyor.


Üç şişeyi tek başına taşıyabiliyor ama eğer talep fazla ise, çocuğu da sütü taşımak için ona yardım ediyor.


Süte gelen zamdan dolayı talep de azalmış, bu yüzden bir iki şişe sütü taşımak onu zorlamıyor.


“Daha önce kilosunu 3.5’tan getiriyordum ama her şey çok pahalı, çocuklarım da okula gidiyor ben de mecburen fiyatı arttırdım. Şimdi bir kilosunu 6 liradan satıyorum, şikayet eden çok ama bundan daha ucuza satsam bana bir faydası olmayacak.’’


Sütten kazandığı parayla evini geçindiren Deniz, pahalılıktan oldukça şikayetçi.


Deniz’in müşterilerinden biri olan ve haberde gerçek adını kullanmamızı istemeyen ikinci müştersini de Zeynep olarak isimlendiriyorum.


O da evde mayalanmış sütün sağlıklı olduğunu söylüyor, mecbur kalmazsa marketten yoğurt almıyor ama ev yoğurdunun da neredeyse lüks kategorisine gireceğini söylüyor.


Bir tencere yoğurdun maliyetinin neredeyse iki katına çıktığını anlatıyor.


“Sağlıklı olduğundan evde yoğurdumu kendim yapıyorum. Beş kiloluk bir şişe süt alıp bir tencere yoğurt yapıyorum. Önceden bir tencere yoğurt bana 17 lira gibi bir paraya mâl olurken şimdi 30 liraya çıktı. Her şeye zam gelince yoğurt yapmak bile lüks oldu sanki.”


Zeynep de, Deniz’den düzenli olarak süt alıyor.


Pahalılıktan şikayet etse de evde yoğurt mayalamanın hem Deniz’e hem de kendisine ekonomik anlamda katkı sunduğunu söylüyor.


“Zaten mahallede çoğu kişi Deniz abladan alıyor sütü. Ben de ondan alıyordum hatta iki haftada bir en kötü üç haftada bir süt alırdım ondan. Haftanın birkaç günü kapımızı çalardı süt getirirdi. Artık haftanın anca bir iki günü geliyor. Çünkü kapıyı çalınca geri çevirmek durumunda kalıyorum artık.”


Süt alışverişi, kadınlar arasında bir dayanışmanın gelişmesine de zemin olmuş. Bunun yanında artık sütün artan kilosundan dolayı her hafta alamadığını, Deniz’e mahçup hissettiği için o kapıya geldiğinde kızına kapıyı açtırdığını söylüyor.


Deniz, müşterileri sabit olduğu için önceleri bir iki mahalleye süt götürdüğünü, sütü satmak için çok dolaşmak zorunda kalmadığını belirtiyor. Bu durum son zamanlarda değişmiş ve artık daha çok yoruluyor.


“Önceleri sütü götürdüğüm birkaç mahalle bana yetiyordu. Şimdi götürdüğüm mahallelerde alan kişi sayısı azalınca mecbur başka mahallelere de gidiyorum. Sütten aldığım fiyatı arttırdım ama gelen gelir eskisi gibi yetmiyor.”


Deniz, kendisi gibi süt satarak geçimini sağlamaya çalışan kadınlarla konuştuğunda, benzer sorunları onların da yaşadığını fark etmiş.


Süt satan kadınların kendi aralarında mahalleleleri bölüştüklerini, herkesin müşterisinin farklı olduğunu belirtiyor.


Yaşanan ekonomik sorun, artan hayat pahalılığı bu sınırları da değiştirmiş.


Son zamanlarda kim ne kadar alıcı bulursa ona göre süt getirdiğini aktarıyor.


“Zaten diğer sütçü kadınları tanıyorum. Onlar da uzun zamandır Batman’da bu işi yapıyorlar. Mesela Çamlıtepe Mahallesi’ne genelde sütü ben getiriyordum. Ama bazen görüyorum başka sütçü kadınlar da geliyor. Önceden olsa bir şey derdim ama şimdi ben de başka mahallelere gidiyorum. Onlar da benimle aynı durumda. Ne yapalım...”


18 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Mülteci Olmak

Mülteci(Sığınmacı); dini, dili, milliyeti, ırkı, cinsiyeti ...belirli bir toplumun üyelerinin ideolojileri, siyasi görüşleri ve yahut içerisinde bulundukları topluluğun üyeleri olma dahil ger

bottom of page